14 Haziran 2008 Cumartesi

Yaşamın Renkleri, Renklerin Yaşamı.....

Renk...Işığın gizemli ve ihtişamlı oyunu. İnsan beyninin "Elektromanyetik
Radyasyon"un bazı dalga boylarına verdiği tepki. İnsanoğluna morun berisi
kızılın ötesine konulmuş renk algısı yasaklılığı. 380 inci nanometre ile 760 ıncı
Renk Tayfı ışık dalgalarının sınırlı bir dalga boyunda yer alırlar. Bu sınırlı dalga
boyu aralığını "Görülebilir Spektrum" olarak tanımlıyoruz. Biz
"Görülebilir Spektrum"u yalnızca siyah ve beyaz olarak algılamakla kalmıyor,
onları sıralıyor üç boyutlu bir evrene yerleştiriyoruz. Üç boyutlu bir evrene;
çünkü gözümüzde renk algısına yarayan üç alıcı var.
Göz ve beyinden oluşan görüş sistemimiz son derece duyarlı ve son derece
de esnek. Nesnelerin görüntüsünü parlaklık ve yüzey dokusu ile birlikte
niteleyen renk algısı konusunda sahip olduğumuz yeti evrim sürecinde
çevreye uyumumuz için gelişti.
Neden elektromnayetik radyasyonun çok kısıtlı bir bölümünde
göz algımız var? Çünkü, ışığın görülebilir dalga boyları dışındaki
enerjilerini cihaza gereksinme duymaksızın gözümüz ya da başka bir
duyu organımız aracılığı ile alıp verebiliyor olsa idik, ne radyo alıcı vericileri,
ne radarlar, ne tomografi ne de röntgen cihazlarına gerek kalmazdı.
Peki ya renk algımız da olmasaydı? Ya çevreyi gri skala görseydik....
Muhtemelen doğal ayıklanma sürecinde bu denli kuvvetli olmayacaktık.

1 yorum:

  1. ellerine sağlık çok güzel olmuş hele renklerin yaşamı,yaşamın renkleri harika

    YanıtlaSil